İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ANAYASA HUKUKU TEK NUMARALI ÖĞRENCİLER-PRATİK ÇALIŞMA 15 Nisan 2015 “Yürütme Organı” I- T.C. ANAYASASI: Madde-101 (2007 değişikliği öncesi): Cumhurbaşkanı TBMM tarafından yedi yıl için seçilir ve bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez. Madde-101 (2007 değişikliği sonrası): Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Madde-102/1: Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır Madde-102/4: Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder Madde-103: Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer. (…) 26.01.2012 tarih, 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu: Geçici Madde (1): Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıldır. AYM KARARI (E. 2012/30, K. 2012/96, K.T. 15.06.2012, R.G.: 01.01.201328515): “Anayasa'nın 101. maddesinde Cumhurbaşkanının görev süresinin beş yıl olduğu hükmü yer almaktadır. Bu hükmün yürürlüğe girmesinden sonra halkoyu ile seçilecek cumhurbaşkanları açısından görev süresinin beş yıl olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır. Ancak aynı şeyi değişiklik yürürlüğe girmeden önce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmiş olan Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresi bakımından söylemek mümkün değildir. Zira Anayasa'nın önceki 101. maddesinde Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisince yedi yıllık bir süre için seçileceği öngörülmüştür. Onbirinci Cumhurbaşkanı bu kurala göre seçilmiş olup seçimiyle birlikte görev süresi de belirlenmiştir. Anayasa değişikliğine ilişkin 5678 sayılı Kanun'da Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin özel bir düzenleme yer almadığından Anayasada yapılan bu değişiklikle Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresinin kısaltıldığı sonucuna varılamaz. Görev süresinin kısaltıldığına ilişkin bir düzenleme olmadığına göre Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresi Anayasa'ya göre yedi yıldır. İptali istenen düzenlemede de Onbirinci Cumhurbaşkanının görev süresinin yedi yıl olduğu vurgulanarak konuya açıklık getirilmiştir”. Bir hukukçunun internet sitesinde konuya ilişkin görüşü şöyledir; “11. Cumhurbaşkanı, seçildiği sırada yürürlükte olan önceki (2007 değişikliği öncesi) hükümlere değil, halen yürürlükteki (2007 değişikliği sonrası) anayasa hükümlerine tabidir. Doğal olarak 12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de halen yürürlükte olan hükümler uygulanacaktır. Bu durumda Sayın Abdullah Gül’ün görev süresi de 28.8.2012 tarihinde (görevdeki 5. yılını tamamladığı gün) sona ermekte olup, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de ikinci ve son kez aday olabilecektir”. Sorular: Yukarıdaki Anayasa ve kanun maddeleri ile Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı ve Hukukçu görüşü bağlamında; a) 28 Ağustos 2007 tarihinde seçilen 11. Cumhurbaşkanının görev süresinin kaç yıl olduğu ve tekrar Cumhurbaşkanı olarak seçilme hakkının olup olmadığı; b) 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçim sonucuna göre 12. Cumhurbaşkanının görev süresinin ne zaman başladığı hususlarını tartışınız. II, III ve IV. maddelerde verilen AYM Kararını ve Kurgusal olayları, aşağıdaki Anayasa hükümleri ışığında değerlendiriniz. T.C. ANAYASASI: Madde-105: Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. II- AYM KARARI (E. 1992/37, K. 1993/18, K.T., 27.4.1993, R.G.:12.10.1995-22431): Parlamenter hükümet sistemi benimsenen Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanı'nın yürütmenin başı olarak karşı-imza kuralı gereği imzalayacağı kararnameler 104. madde uyarınca yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri ile sınırlı anlaşılmak gerekir. Anayasa'daki "Cumhurbaşkanının (...) bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır." kuralı ancak, yürütmeye ilişkin olan ve Bakanlar Kurulu'nun siyasal sorumluluğunu gerektirecek kararlar anlamında yorumlanmalıdır. Tersi durumda, yürütme alanında yer alan ve icraî yetkiler kullanan kişi ve kuruluşların eylem ve işlemlerinden siyasal yönden sorumlu tutulabilecek hiçbir makamın bulunmaması parlamenter sistemin mantığı ile bağdaşmaz. Bu nedenle, karşı-imza kuralı yürütme alanındaki atamalarda geçerlidir. Oysa, Anayasa'nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı'na kimi Yüksek Mahkemeler ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini atama yetkisi verilmesi yürütmenin başı sıfatı ile değil Devlet'in başı olması dolayısıyla verilmiştir. Bunların Cumhurbaşkanı tarafından tek başına kullanabilecek yetkilerden olduğunda kuşku ve duraksamaya yer bulunmamaktadır. Sorular: Yukarıdaki Anayasa Mahkemesi kararını da dikkate alarak; a) Cumhurbaşkanının devletin başı sıfatıyla icra ettiği görevlerin niteliklerini açıklayınız. b) Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu-sorumsuzluğu hususunu tartışınız. III -KURGUSAL OLAY: (A) Üniversitesinde yapılan Rektörlük seçim sonuçlarına göre; seçimde rektör adayı olan öğretim üyelerinden, Prof.( X) 750, Prof. (Y) 450 ve Prof. (Z) ise, 37 oy almıştır. YÖK tarafından aday sıralaması, 1. (Y), 2. (Z) ve 3. (X) olacak biçimde Cumhurbaşkanına sunulmuştur. Cumhurbaşkanı da, YÖK tarafından sunulan listede 2. Sırada bulunan Prof. (Z)’yi (A) Üniversitesine rektör olarak atamıştır. Atama işlemine ilişkin karar Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra rektör adaylarından (X), seçimde en çok oyu kendisinin aldığını ve yapılan atamanın usulsüz olduğunu ileri sürerek, atama işleminin iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmıştır. Soru: Anayasanın yukarıda alıntılanan ilgili madde hükümlerini dikkate alarak, Cumhurbaşkanının yaptığı atama işlemine karşı açılan davanın seyrini ve sonuçlarının hangi yönde olabileceğini tartışınız. IV- KURGUSAL OLAY: Cumhurbaşkanının katıldığı, kamuya yararına kurulmuş bir vakfın açılış töreninde vatandaş (B), yetkililere, maddi sorunlar yaşadığını ve bu konuda Cumhurbaşkanıyla görüşmek istediğini belirtmiş, (B)’nin bu talebi Cumhurbaşkanına iletilmiştir. Cumhurbaşkanı, (B)’nin talebini kabul ederek, yanına getirilmesi talimatını vermiştir. Konuşma esnasında Cumhurbaşkanı, (B)’nin hakaret içeren ifadelerinden rahatsız olmuş ve (B)’yi iterek yanından uzaklaştırmak istemiştir. Bu müdahaleden dolayı dengesini kaybeden (B), yere düşerek başını çarpmış ve aldığı darbe sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bu olayı Meclis gündemine taşıyan ana muhalefet partisi başkanı (H), ölüme sebebiyet vermekten dolayı, Cumhurbaşkanı hakkında adli soruşturma açılması gerektiğini ileri sürmüş ve Cumhurbaşkanının derhal görevinden ayrılmasını talep etmiştir. Mecliste bu konuya ilişkin sert tartışmalar devam ederken, bağımsız bir milletvekili -sağlam delillere dayandığını belirterek- Türkiye’nin devlet sırlarını yabancı ülke devlet başkanlarıyla paylaştığı iddiasıyla, Cumhurbaşkanının sadece ölüme sebebiyetten değil, aynı zamanda, vatana ihanet suçundan da yargılanması gerektiğini belirtmiştir. İddialar üzerine 450 milletvekilinin katılımıyla toplanan genel kurulda imzaya açılan, Cumhurbaşkanı hakkında vatana ihanet suçlamasına ilişkin önerge, 154 milletvekilinin imzasıyla Meclis başkanlığına sunulmuştur. Sorular: a) (B)’nin ölümü ile neticelenen olayda Cumhurbaşkanının sorumluluğunu tartışınız. b) Cumhurbaşkanı sorumlu tutulursa ana muhalefet partisi başkanının belirttiği gibi görevden ayrılması gerekir mi? Açıklayınız. c) Cumhurbaşkanı hakkında hazırlanan, Vatana İhanet suçuna ilişkin önergenin sonuçlarını tartışarak, Anayasaya göre vatana ihanet suçlamasının süreci nasıl işlemektedir? Açıklayınız.
© Copyright 2025 Paperzz